Hükümet, İsrail’le yapılan ticarete kısıtlama getirdi.

Haber bu olsa bile, — onu sadece yazıldığı gibi okumaya ant içmiş insanlar hariç — hiç kimse onu yazıldığı gibi okumadı. Bu doğal bir şeydi. Sonuçta, şu ana kadar yalan söylediğiniz bir insana “Artık dürüst olacağım.” dediğinizde, bu sözünüz sayesinde onun size daha çok inanmasını beklemenize rağmen onun tam tersi yönde artık size daha az inanmasını, yani onun söylediğiniz sözün tam aksi olan “Artık dürüst olmayacağım.” şeklinde duymuş olmasını yadırgayamazsınız. Çünkü bir kez “Ben artık dürüstüm.” dediğinizde, “Ben yalancıyım.” demeniz ve “Ben dürüstüm.”  demeniz arasındaki farkı belirsiz hale getirmiş olursunuz.

Fakat yalancının bu sözü, sadece demokratik olmayan bir ortamdaki dinleyici için şaşırtıcı olabilir ve ona bir şey söyleyebilirdi. Şimdi demokratik bir ortamda bulunduğumuza göre, belki de bu haber gerçek bir haber niteliği kazanmadı. Çünkü bilinmedik bir şey söylemiyordu.

Ama tam olarak öyle değil. Bir bilmece gibi aslında. Asıl haber biz de dahil bütün dinleyicilerin vereceği muhtemel tepkilerde gizli. Dinleyiciler bu itiraftan sonra temelde sevinç ve üzüntü olan iki duyguyu yaşayabilir veyahut belirli oranlarda bu iki duygunun bir katışımı olabilir yaşanacak olan. Ve aslında gerçek haber, dinleyicilerin bu habere karşı hangi duyguyu hangi oranda vereceklerinde, yani bu yalanı nasıl karşıladıklarında gizlidir. Çünkü bu, bize başka kimlerin yalancı olduğunu söyleyebilecek bir şey.

Eğer dinleyiciler sevinirse, bilelim ki sevinmelerinin tek bir anlamı olmayacak. Eğer üzülürlerse de üzülmelerinin tek bir anlamı yok. Bizim doğru tepkiyi verebilmemiz, aslında başkalarının tepkisini anlamamıza bağlı değil. Bilakis biz doğru tepkiyi verebilirsek herkesin tepkisinin anlamını daha iyi anlayacağız. Çünkü bunların hepsi bizim vermeyi reddettiğimiz tepkiler olacak.

Dilekçe

Geri Gönderme Merkezlerinde Tespit Edilen Hak İhlalleri ve Keyfi ve Hukuk Dışı Sınır Dışı Uygulamaları Hakkında.